- fazla şey
- n. more
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
rol çatışması — is., ruh b., top. b. Toplumun statülere bağlı olarak beklediği veya buyurduğu iki veya daha fazla şey karşısında ferdin gösterdiği çelişik istekler, davranışlar … Çağatay Osmanlı Sözlük
kasap, yağı bol olunca gerisini yağlar — elinde kendisine gerek olandan fazla şey bulunan kimse, bunu gereksiz yere savurup telef eder anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
FUZUL — (Fazl. C.) Fazla şey. Lüzumsuz söz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Дискография Шебнем Ферах — Дискография турецкой рок певицы Шебнем Ферах. Начиная с 1996 года, к 2009 году она успела выпустить шесть студийных альбомов и один концертный. Содержание 1 Альбомы 1.1 Студийные 1.2 Концертные … Википедия
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
caba — is. 1) Bir şey ödemeden, para vermeden alınan şey, bedava Bu mâni benden sana caba olsun. S. Birsel 2) zf. Fazla olarak, fazladan, üstelik Kilometre başına bilmem ne kadar litre benzin dağıtılmış, yağ da caba! S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
çok gelmek — 1) (bir şey) gereğinden fazla olmak 2) (bir şey) çekilmez ve katlanılmaz olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ŞEKİL — (Şekl) Biçim, dış görünüş. Çehre. Tarz. Formül. * Şebih ve misil. * Hey et. * Suret. Surette benzerlik. * Bir adamın tab ve hevasına muvafık olan şey. * Muhtelif, müşkil işlerin her biri. * Birşeyin gerek hissedilen ve gerek mevhum sureti. * Geo … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
aralamak — i 1) İki şey arasında açıklık oluşturmak, yarı açmak Kapısını hafifçe araladı. F. R. Atay 2) Aralıklı duruma getirmek, seyrekleştirmek Şu sandalyeleri biraz aralayınız. 3) hlk. Bitkilerin fazla dal ve çubuklarını kesmek, seyrekleştirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
artık — sf., ğı 1) İçildikten, yenildikten veya kullanıldıktan sonra geriye kalan 2) Daha çok, daha fazla 3) zf. Bundan böyle, sonra, daha, yeter Artık onlar en lüks gazino ve barlara gidiyorlar, gecelerini oralarda geçiriyorlardı. T. Buğra 4) is. Kalan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
boşanmak — den 1) Karı ve koca mahkeme kararı ile birbirinden ayrılmak Ne oldu da kocasından boşandı, sen anladın mı? M. Ş. Esendal 2) Hayvan, başlığından, koşum takımından veya bağından kurtulmak 3) nsz Birdenbire ve bol bol akmak Bir zamandır kendimi… … Çağatay Osmanlı Sözlük